Anadolu Sivil Toplum Platformları Basın Bildirisi
Bismillahirrahmanirrahim!
Türkiye’nin farklı illerinde faaliyetlerde bulunan iki bine yakın sivil toplum kuruluşunun kendi illerinde oluşturdukları platformların temsilcileri 31 Ocak ve 01 Şubat 2024 tarihleri arasında Ankara’da, Anadolu Sivil Toplum Kuruluşları adı altında iki gün süren istişari görüşmelerde bulunmuşlardır. İstişarelerin neticesinde STK temsilcileri hükümete ve kamuoyuna yönelik olarak beklentilerini ifade etmeyi gerekli görmüştür.
Terörist İsrail rejimi tarafından yaklaşık 4 aydır Gazze’de yüzyılın en büyük zulmü ve katliamı gerçekleştirilmektedir. Savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar sistematik olarak işlenmekte, soykırım suçunun bütün unsurlarının gerçekleştiği saldırılar devam etmektedir.
Bu süreçte özellikle ABD’de ve Avrupa’nın birçok ülkesinde vicdan sahibi insanların İsrail vahşetine karşı yaptıkları toplantı ve gösteriler yasaklanmaya, gazeteciler susturulmaya, katliamı gündeme getiren ünlü isimler baskılanmaya, sosyal medya kısıtlanmaya çalışılmıştır.
Aksa tufanının başladığı günden itibaren açıkça görüldüğü üzere uluslararası hukuk ve insan hakları koruma mekanizmaları felç olmuş, söz konusu İsrail olduğunda İnsan hakları temelinde tüm uluslararası anlaşmaların getirdiği yükümlülükler yok sayılmıştır. BM tüm kurumlarıyla işlevsizleştirilmiştir. İnsan haklarını koruma amacıyla inşa edildiği ifade edilen bütün uluslararası kurumların ve mekanizmaların sadece emperyalistlerin hizmetinde olduğu bir kez daha tartışmasız şekilde görülmüştür.
Ülkemizde ve tüm dünyada bütün sağduyu ve ateşkes çağrılarına rağmen Gazze şeridinde ve etrafı mübarek kılınmış topraklarda soykırım uygulayan siyonistlere ve onların işbirlikçilerine karşı somut adımlar atılması kaçınılmazdır.
Bu büyük katliam karşısında Filistinli kardeşlerimiz için acımasız ve vicdansız emperyalist ülkelerden ve onların kurumlarından merhamet dilenmek milletin ve ümmetin izzetini zedelemektedir.
Bu haysiyetsiz gidişatı değiştirecek tek şey vicdan sahibi halkların ve Türkiye’nin tarihi ve insani sorumluluğunu kuşanarak sonuca yönelik somut eylemlerin acilen hayata geçirilmesidir. Bütün bölgeyi tehdit eden işgalci İsrail’in ve destekçilerinin uyguladıkları bu soykırıma karşı suskun veya pasif kalmayı tarih asla affetmeyecektir.
Sivil toplum kuruluşları olarak hükümetimizden ve kamuoyundan aşağıda belirtiğimiz adımların acil olarak atılmasını bekliyoruz.
- Gazze direnişinin Türkiye’nin Milli Güvenliği açısından da önemi dikkate alınarak bedeli ne olursa olsun, insani yardımların bölgeye ulaşmasının önündeki tüm engellerin kaldırılması için derhal harekete geçilmeli ve inisiyatif alarak uluslararası kurumlar da hareke geçirilmelidir.
- Acil ateşkesin sağlanması ve İsrail’in Gazze’yi tamamen terk etmesi için siyasi ve diplomatik bütün kanallar kullanılmalıdır.
- Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nda açmış olduğu Soykırım davasına ve bundan sonra açılacak bütün davalara bir an önce müdahil olmalıdır.
- Filistin Halkına karşı gerçekleştirilen Soykırım suçunun sorumluluğunu Netenyahu hükümetine yıkma kolaycılığına kaçmayıp, Siyonist İsrail’in tüm unsurlarıyla bir terör ve işgal rejimi olduğu gerçeği tüm platformlarda dillendirilmelidir.
- Apartheid anlayışa sahip İsrail rejimi ile yapılmış siyasi, askeri, ekonomik ve ticari bütün anlaşmalar fesh edilmelidir. Adana İncirlik’te ve Malatya Kürecik’te yer alan Amerikan üsleri derhal kapatılmalı, başta İskenderun limanı olmak üzere tüm limanlarımızdan İsrail’e yapılan tüm ticari faaliyetler sonlandırılmalıdır.
- İsrail ordusunda askerlik yapan TC vatandaşları hakkında Türk Vatandaşlığı Kanunu’nun 29. Maddesi gereğince işlem yapılmalı ve vatandaşlıktan çıkartılmalıdır.
- Siyonizmin en büyük can damarı olan ekonomik gücünü baltalayacak boykot bir silah olarak kullanılmaya devam ettirilmeli, boykot bir yaşam biçimine dönüştürülmelidir.
Gazze’nin izzetli halkı Batı Emperyalizminin koşulsuz desteklediği İşgalci İsrail vahşetine karşı Müslümanca direniş ortaya koydular, koymaya devam ediyorlar. Bizler de insan ve Müslüman olmamızın gereği olarak her türlü zulüm ve haksızlığa karşı tavır almak, üzerimize düşeni yapmak zorundayız.
Bu bağlamda ulusal ve uluslararası çapta Filistin’e destek kampanyaları istikrarlı bir şekilde sürdürülmeli, toplumun tüm unsurları bu kampanyalara paydaş haline getirilmelidir. Ayrıca Filistin’li kardeşlerimizin haklı davalarında sonuna kadar yanlarında olduğumuzu hissettirecek eylemler her fırsatta gerçekleştirilmelidir.
Anadolu Sivil Toplum Platformları’nı oluşturan STK temsilcileri olarak bizler tüm insanlığı bu soykırıma dur demek için sorumluluk almaya davet ediyoruz.